Sayfalar

16 Eylül 2012 Pazar

dizi izlemek, falan...

uzun zaman sonra ilk kez dizi izledim. hem de birinci sezon birinci bölümden yakaladım. "the newsroom"u izledim az önce... şimdi dizi iyi, güzel, hoş da, genel olarak bu dizi işini tartışasım var. özellikle son zamanlarda bu dizileri indirmek, oradan-buradan bulmak çok kolaylaştı. herkeste acayip bir arşiv; dexter'lar, HIMYM'lar (how i met your mother), house'lar havada uçuşuyo. artık film kültüründen önemli bir hal de aldı sanki, bu dizi izleme kültürü.

iyi de niye izliyoruz dizileri? hatta hunharca tüketiyor gibiyiz sanki. bir oturuşta 6-7 bölüm izlemeler, sezon bitirmeler falan... izlemeyelim değil tabii, çok da güzel diziler var da, yine de birçoğunun zaman kaybı olduğunu düşünmeden edemiyorum. haa, tv izlemek zaman kaybı değil mi? bin beteri, onu tartışmıyorum bile! ama bu dizileri izlemek daha bi havalı gibi oldu ya şimdi, bu yüzden gündeme getiriyorum. beynimizi uyuşturup, acayip zaman harcıyormuşuz gibime geliyor. kitap okumak falan vardı yahu, bitti-gitti. hiç tahammülümüz kalmadı. ne bileyim... ben de okuyamıyorum çok mesela; hatta az okuyorum gayet. sabrın sınırları yerlerde sürünüyor artık. sıkılıveriyoruz hemen, her şeyden sıkıldığımız gibi. son zamanlarda kaç kitaba başladım da devamını getiremedim, ya da zoraki bir şekilde getirdim. çok azını keyifle okuyabildim.

the newsroom'u belki ayırabiliriz bu arada diğerlerinden. insana ilham veren bir dizi sanki, ilk izlenimlerim bu yönde. ama mesela dexter izlemek ne katıyor insana? bir sezonunu izledim, çok keyif de aldım ama ne oldu ki sonuçta?.. hadi HIMYM falan en azından güldürüyor, eğlenceli vakit geçiriyorsun. ama dexter... ha bu arada niye dexter'a taktım ki? sevdim ben o diziyi. ama işte yakın zamanda bir sezonunu izlediğimden ısrarla ona dönüyorum. dinamiği anlamaya çalışıyorum.

her yaptığın işin, her izlediğinin sana bi'şeyler katması da hastalıklı bi'şey galiba bu arada. ama işte azıcık zamanımız ve yapılacak bu kadar çok şey varken, eğlenmeli, keyifli zaman geçirirken bile bi'şeyler katsın istiyorum. (bu "bi'şeyler"i de böyle yazmayı çok seviyorum bu arada.)

neyse öyle işte. yapılacak bu kadar çok şey varken zamanın bu kadar sınırlı olması rahatsız ediyor beni. bazı şeyleri kabullenmek lazım tabii. ama zorlanıyorum. zorlanınca da böyle saçmalıyorum. yok yaa saçmalamıyorum, sorguluyorum. sorgulamak iyidir iyi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yazıyla ilgili yorum yapmak için...