Sayfalar

14 Mayıs 2015 Perşembe

"Şenlikli Ekonomi"

Kafamda uzun zamandır aynı sorular dönüp duruyor: "Fiyatı olmayan bir şeyin değeri nedir?" , "Fiyat, şeyin değerini gerçekten yansıtabiliyor mu?" , "Değer dediğin şey nasıl belirlenir?" , "Zaten tek bir 'değer'e ulaşmak mümkün mü? vs.



Bildiğiniz ya da bilmediğiniz üzere uzun zamandır bu konulara kafa ve kalp yoruyorum. Kafa yormakla kalsam şu anda vardığım noktalara kesinlikle varamazdım zaten. Hislerimi ve içimde var olan bilgeliği devreye soktuğumda ise epey bir şeyler çıkıyor...

Bu konulara; yani paraya, geçime, ekonomik sisteme neden bu kadar takığım? Çünkü bu konular hayatımızın tam merkezinde ve istisnasız hepimiz için çok canlı. Ve öyle bir konu ki zengini ve fakiri tamamen eşitliyor. Fakir, geçim konusunda ne kadar sıkıntı çekiyorsa zengin de parasını artırma (hadi en azından sabit tutma konusunda) o kadar stres yaşıyor. -En azından benim tanıdığım- nerdeyse tüm insanların ortak sıkıntılı konusu: Para!

Bunlar hayatımızın tam merkezinde olduğu için olsa gerek, başkalarının hayatında da en merak ettiğimiz şeyler kaçınılmaz olarak bunlar oluyor. Siz hiç tanıştığınız birinin size "Bana biraz hayallerinden bahset." dediğini duydunuz mu? Ya da bunu siz söylediniz mi? Veya "Son zamanlarda seni neler mutlu ediyor?" , "Bugünlerde hayatında güzel olan ne var?" , "Herhangi bir konuda desteğe ihtiyacın var mı?"

Ben, sanırım, hiç duymadım. Duyduklarım şunlar: "Ne iş yapıyorsun?" , "E peki nasıl geçiniyorsun?" "E ilerde ne olacak?" , "Peki ya yaşlandığında?" ... Uzatmaya gerek yok sanırım. Hepinizin malumu bu sorular. Zannediyorum ki hemen hepiniz benzer soruları duyuyor, yine benzerlerini soruyorsunuz. Hele ki benim gibi zubidik işler ve fikirler peşindeyseniz veya öyle biriyle konuşuyorsanız...

Hayatlarımız o kadar "geçim" kıskacında dönüyor ki aklımıza ilk gelen soruların bunlar olması ne kadar da kaçınılmaz ve doğal. Doğal da bunları "normal" kabul edip buradan mı devam edeceğiz, yoksa şenlikli ekonomileri mi kuracağız?

Geçtiğimiz hafta sonu İzmir'de ilk Şenlikli Ekonomi atölyesini gerçekleştirdik. Ufak tefek aksaklıklar ve benim de çerçeveyi her zamankinden daha az iyi çizmiş olmama rağmen yine keyifliydi, yine çok güçlendiriciydi. Daha atölye öncesinden niyetlendiğim bir konudaki isteğim bugünlerde iyice kabardı. Bugün facebook profilimde de paylaştım ama bir de buradan yüksek sesle söyleyeyim ki gerekli yerlere mesajlar gitsin, gerçeğe dönme süreci hızlansın: ŞENLİKLİ EKONOMİ adlı bir kitap yazacağım. Hem de çok yakın zamanda başlayıp hızlı bir şekilde bitirmeye niyetliyim ama belli olmaz yine bu işler. Ben niyetimi haykırayım da...

Fiyat, değer gibi konulara giresim geliyor bugünlerde ama ucundan dönüyorum. Yine öyle oldu. Neyse, belki de kitapta uzun uzun yer verebilmem için böyle oluyordur.

Sevgiyle...

-----------------------------------------

Bildiğin -ya da bilmediğin- üzere 2012 Temmuz'undan bu yana, bilerek ve isteyerek çalışmıyorum. Yani klasik anlamda "çalışmak"tan bahsediyorum tabii. Zira aslında hiç olmadığım kadar üretim halindeyim, ayrıca -yeri gelmişken- son derece keyifli ve afiyetteyim. Bu üretim sürecinde ortaya çıkan şeylerin çoğu bugünün piyasasında "para eden" şeyler değil ama bu, onların kıymetini azaltmıyor, içim ferah. Kendim ve diğerleri için daha güzel bir yaşam düşü, bu konuya kafa ve kalp yorma, yazıp çizme, bi'takım uygulamalar yapma ve buna kendini adama ne zaman para etmiş ki...

Yok yok, katiyen şikayetçi değilim bu durumdan, hatta bunun için ayrıca şükran doluyum. Cidden! Hayatımı sürdürürken az miktarda da olsa (ayda birkaç yüz tl) paraya gereksinim duyuyorum ve yaptıklarım, bu parayı çoğu zaman "doğrudan" getirmiyor. Hep bi'takım dolambaçlı yollar... Neyse ki bu yolları da seviyorum. ((:

Diyeceğim o ki eğer yukarıdaki veya diğer bir yazım -veya belki de bir eylemim- bir yerlerine dokunduysa; seni mutlu ettiyse, düşündürdüyse, sana ilham verdiyse ve içinde benim için bir şeyler yapmak üzere harekete geçme isteği duymana yol açtıysa, bunun sonucunda da bana para veya başka bir armağan iletmek istersen: emreertegun@gmail.com adresinden bana ulaşır mısın?

2 yorum:

Yazıyla ilgili yorum yapmak için...